10 Eylül 2012 Pazartesi

TÜRKİYENİN EN KUZEY UCU BAĞRINDA FİYORDU, ŞİİRLERE KONU HAPİSHANESİ SİNOP



1.5 yıldır gitmek isteyip bir türlü gidemediğim Sinop için , Ağustos ayında bir arkadaşımın etkinlik önerisi ile işte fırsat diye düşünürken, ramazan ayı olması sebebiyle yeterli katılım olmadığı için etkinliğin iptal olması yine kısmet olmayacak diye düşündürürken, etkinliğin Eylül ayında yapılacağı ile ilgili yeni bir etkinlik davetinin gelmesi ile kalbim küt küt atmaya başladı.Türkiye kazanından Sinop'tan bir kepçe alıp tadına bakmak zamanı beklenmeye başlandı.Sayılı gün çabukgeçermiş derler nihayet gün geldi Dünyalılar grubunun kurucusu ve yöneticisi Sn Deniz Kartal ile yapılan görüşmenin ardından İncirli'den saat 21:00 de araca binmek üzere çanta hazırlandı ve yollara düşüldü. Durakta benden başka kimse yoktu zaten bu grupla ilk defa seyahat edecektim kimseyi tanımıyordum dolayısıyla heyecanım daha fazlaydı yeni insanlar tanıyacak ve üstüne yeni bir şehir gezecek yeni kültürler öğrenecektim.

11 saatlik özel aracımızla yapılan kara yolculuğundan sonra sağ salim Sinop'a ulaştım Akliman mevkiindeki Akliman Otelde alınan kahvaltı sonrasında kiralayacağımız çadırların olduğu Akliman milli parkına 5 dk lık bir araç yolculuğu ile ulaştık.Burası aynı zamanda piknik alanı olarakta kullanılıyor giriş ücretli ve araç başına ücret alınıyor.




Akliman Milli Parkı
   


Akliman Milli Parkı
   


İsteyen kendi çadırını kurabiliyor isteyende orda bulunan çadırları kullanabiliyor. Çadır maliyeti tesisin çadırları 40 tl 4 kişi kalabiliyor,çadırın içine sünger yatak,yastık ve battaniye konuluyor kendi çadırınızda kalacaksanız 20 tl ücret ödemeniz gerekiyor. Ben tesisin çadırlarını kullanmaya karar verdim Hemen mayolar giyildi sahile inildi. Hava rüzgarlı ve serin, asıl plajda değilde yan tarafta daha küçük bir koyda denize girme kararı alındı cesaret edebilenler denize girdiler ben denize girmek yerine aklimanı gezip fotoğraf çekmeyi tercih ettim.


Akliman
 


Akşam üstü aracımıza binerek yaklaşık 10 dk mesafede Akliman milli parkı içinde bulunan Hamsilos koyunu ve Türkiyenin tek Fiyord'unu görmek üzere hareket ettik. Fiyord Norveççe fjord kelimesinden gelir ve buzulların oluşturduğu vadilerin deniz suyu ile dolmasıyla oluşan dik yar ve kayalıkların arasındaki dar deniz koycuklarına verilen isimdir. Havadaki bulutlar yağmurun habercisiydi Hamsilos koyuna vardıktan 5 dk sonra bardaktan boşanırcasına yağmur yağmaya başladı koy'un tam olarak keyfini çıkaramadan hemen aracımıza geri döndük.


Hamsilos koyu




Hamsilos Fiyordu
 

Neyseki 10 dk sonra yağmur durdu ve bizTürkiyenin en kuzey ucu olan İnce burun'a gitmek üzere yola koyulduk.10 dk lık bir araç yolculuğundan sonra İnce burun'a vardık, fenerin etrafında dolaşıp fotoğraf çektikten sonra dalgaların esintisini ve su taneciklerini yüzümde hissetmek için kayalıklara indim. Gün batımı göremesekte bulutların arkasına gizlenmiş güneşin batarken yaydığı ışık hüzmelerini fotoğraflamakta ayrı bir keyif.




İnceburun Feneri
 


Türkiyenin en kuzey ucu İnceburun
  

İnceburun'da derme çatma yapılmış çay ocağı ve penceresi sadece çay ve ayran var. Derme çatma olsada anadolu kadını her zaman bulunduğu yerde göz nurunu sergiler. 




Yemek yiyeceğimiz Hamsilos Tatil köyüne dönüş yolunda yol boyunca mısır tarlalarını görünce bir evin önünde durduk ve mısır satın alıp alamayacağımızı sorduk Türkiye burası hiç satarlarmı hemen bir poşet doldurup bize hediye ettiler bu arada yol boyunca  gördüğümüz böğürtlenler bizi yoldan çıkardı mısırlarımız gelene kadar doya doya böğürtlen yedik.Tatil köyüne geldiğimizde teyzelerin maharetli ellerinden çıkmış taze taze o gün açılmış Sinop mantısı, salata, bahçeden toplanmış incir ve üzümden oluşan menüyü tüketmek için sabırsızlanıyordum. Çorba, salata,su,ve mantıdan oluşan menünün bize maliyeti 15 TL.




Yemekten sonra derin sohbetlerin ardından otelin bahçesinde okey oynamaya karar verip çıktığımızda bir arkadaşımızın gözüne duvarda asılı bir bağlama takıldı. Oteldeki görevliye sorduğumuzda acemicede olsa (ki bize göre çokta güzel çalıyordu) kendisinin çaldığını söyledi ve   repertuarının yazılı olduğu defteride alarak yanımızda soluğu aldı. Hemen hepimiz etrafına toplandık ve tabiiki açılış Sinop Cezaeinde yatan sözleri Sabahattin Ali ye ait Aldırma gönül'le yapıldı. saatler 24'ü gösterdiğinde otelde kalacak arkadaşlar odalarına çadırda kalacak arkadaşlar ise otele 200 metre mesafede bulunan Akliman'a milli parkına doğru gitmek üzere dağıldık. Yolda zifiri karanlıkta uzun süredir bir arada bu kadar çoğunu görmediğimiz yıldızları izleyerek bir yandanda Ozan'ın böcek fobisinden faydalanarak güle oynaya  kaşla göz arasında kampa ulaştık fakat kampta bizi bir hayal kırıklığı bekliyordu. Akşam üstü yağan yağmurdan çadırımız su almış ve maalesef yataklar ve yorganlarımız ıslanmıştı gece soğuk olacağı için ve kampta o saatte başka yatak bulamayacaklarını söyledikleri için büyük bir hayal kırıklığı içinde Otel'e geri döndük. Doğada kuş sesleri ve yaprak hışırtılarıyla uyanamayacak olmak hepimizde büyük bir üzüntüye yol açsada bulunduğumuz anın tadını çıkartmaya karar verip 5 oda arkadaşı sabah erken yürüyüşe kalmak için anlaşarak uyuduk. Hamsilos tatil köyü apart otel olarak yapılmış bir aile işletmesi bahçesinde tavuklar, köpekler,tavşanlar, çocuklar için oyun parkı, trambolin, armut, üzüm ve incir ağaçları ne istersen var. Apart ücreti 100 TL apartta bir çift kişilik yatak 3 adette tek kişilik koltuk bulunuyor. Kişi başı otel maliyeti 20 TL




Sabah saat 7 de kalkıp, Akliman'daki fenere kadar fotoğraf çekip balıkçı teyze ve amcalarla sohbet ederek  yaklaşık 2 saat yürüdüm.





 







Anadolu kadını hem evin içinde hem evin dışında çalışır kınalı ellerinden her iş gelir



Otele gelip duşlarımızı alıp bizi bekleyen mükemmel kahvaltı masasının başında soluğu aldım.





Kahvaltının ardından 11 km kadar uzaklıkta bulunan Sinop merkezine inerek Sinop cezaevini gezdik. Cezaevine giriş için müzekart geçerli müze kartı olmayanlar için 5 TL bilet ücreti ödemek gerekiyor.

Üç yanı deniz olan ve tarihi kale duvarlarının içerisinde yer alan cezaevine ev sahipliği yapan kale yaklaşık 4000 yıl önce bölgenin hakimi Gaskalılar tarafından yapılmıştır. Grek, Pontus, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlılar kendi dönemlerinde kaleyi korumuş ve güçlendirmişlerdir. Kalenin cezaevi olarak kullanımına ait en eski belgeler ise 1568 yılına dayanmaktadır.

Allah kimseyi düşürmesin gezmek bile insanın ruhunu daraltırken orada insanlar nasıl yaşamış diye düşünmeden edemedim.







Parmak izi fotoğrafları





Hücre kapı kilitleri

 

 
Hücre Kapısı
Aşklar, özlemler, pişmanlıklar her kapıda her duvarda iz bırakmış :(


hücre penceresinden dışarıyı görmek






Atölyelerin bulunduğu bölüm



Zindan


 


  

Kışın karadeniz dalgalarının metreleri bulduğu zamanlar bu pencereden görünen dalgaların ilham olduğu Aldırma gönül şiirinin yazıldığı hücre


Sağdaki köşe koğuş ağasının oturduğu bölüm maalesef güçlü ve zengin her zaman her yerde baş tacı haklıda olsa haksızda.

Cezaevinin karşısında bulunan kaleden kalma birkaç sur'u Kaleden sinop sahilini ve Ünlü filozof Diyojen'in heykelinide fotoğrafladıktan sonra Erfelek ilçesinde bulunan Tatlıca takım şelalelerini görmek üzere yola koyulduk.



Sinop Kalesi
 






















Diyojen (Diogenes)  M.Ö. 412(ya da M.Ö. 404) - M.Ö. 323 yılları arasında yaşamış Kinik felsefesinin öncüsü ünlü filozoftur. Sinop' ta doğmuş Korint' de ölmüştür. Sinoplu Diyojen ve Kinik Diyojen olarak da bilinmektedir.

Kuduz bir köpeğin ısırığıyla, çiğ ahtapot yeme alışkanlığına bağlı olarak ya da nefesini tutarak intihar ettiği gibi pek çok ölüm sebebi rivayet edilmektedir.


Diyojen yoksulluk içinde yaşadığı, halka açık yerlerde yatıp kalktığı ve yiyeceğini dilenerek topladığı halde, herkesin aynı şekilde yaşaması gerektiğini savunmamıştır. Kişinin en kısıtlı yaşam koşullarında bile, mutlu ve bağımsız olabileceğini göstermeyi amaçlamıştır. İnsanın kendi kendine yeterli olabilmesi gerektiğini savunmuştur. Uygarlaşmanın getirdiği kurallara ve araçlara bağlı olan bir yaşamı reddetmiş, yaşamın doğal ve sade olması gerektiğine inanmıştır
Diyojene ait ünlü bir kaç söz

 -Bir gün çok dar bir sokakta zenginliğinden başka hiçbir şeyi olmayan kibirli bir adamla karşılaşır. İkisinden biri kenara çekilmedikçe geçmek mümkün değildir. Mağrur zengin, hor gördüğü filozofa: Ben bir serseriye yol vermem, der. Diyojen, kenara çekilerek gayet sakin şu karşılığı verir: Ben veririm!
- Büyük İskender Korinthos'ta "Bir dileğin var mı?" diye sorunca "Gölge etme, başka ihsan istemem" demiştir.
-Çeşmeden avucu ile su içen bir çocuk görünce "Bu çocuk bana fazladan eşyam olduğunu öğretti" diye haykırıp su çanağını kırmıştır.
-Bir gün sokak ortasında, “Adamlar! Adamlar! ” diye bağırmaya başlar. Halk etrafına toplanır. Diyojen, “Ben adamları çağırıyorum!” diye sopası ile onları kovar.
-Birisi, "Adam ne vakit evlenmeli?" diye sorduğunda, "Genç ise, henüz evlenme zamanı gelmemiştir. ihtiyar ise, vakti geçmiştir, " der.
-Yeryüzünde en iyi şey nedir?" diye sorduklarında, "Hür olmak," diye cevap verdi.
-Güpegündüz elinde lambayla dolaşırken kendisine ne yaptığını soranlara cevabı: Adam arıyorum, adam!

Türkiye'de de Diyojen'in anısını yaşatmak için elinde fener ve asasıyla köpeğiyle birlikte tasvir edilen yaklaşık altı metrelik mermer Diyojen heykeli, 2006 yılında Sinop'un girişine heykeli dikilmiştir.


Erfelek Tatlıca şelalelerine yaklaşık 1 saatlik bir yolculuktan sonra ulaştık. Tabiiki karadeniz tüm güzelliği ile yol boyunca bize bir görsel şölen sundu.







Şelalelerin giriş kısmı aynı zamanda piknik alanı olarak kullanılıyor. Fotoğraf çekerek yaklaşık 4 tane şelaleyi gezebildik
Sinop il merkezine 42 km uzaklıkta, Erfelek İlçesi Tatlıca Köyü sınırları içerisindedir. Aynı vadi içinde art arda sıralanmış 30'a yakın irili ufaklı şelaleden oluşan ve bu özelliğiyle Dünyada benzeri olmayan,uçurumdan uçuruma düşen, köpüklü suların oluşturduğu 30'a yakın şelelesiyle kayıp bir vadi...











İstanbul'a dönüş için erken yola çıkmamız gereketiği ve yeterli vaktimiz kalmadığından dolayı kaynağa kadar maalesef gidemedik ama gördüğümüz kadarı bile çok güzeldi birde insanlarımız bunların kıymetini bilse ve kirletmese o güzelim şelalelerin sağı solu pet şişeler, içecek kutuları, gazete kağıtları ve plastik poşetlerle dolu. Gördüğüm manzara beni kızdırsa ve üzsede şelalerin güzelliği beni yatıştırıyor.

Artık dönme vakti  geldi çattı tadı damağımda kalan bir Sinop gezisinden sonra önümüzdeki yaz bu sefer birkaç günlüğüne gelip göremediğim Karakum, Akgöl,İnaltı Mağarası,Sarıkum gölünü ve Ayancık koylarını gezmek limanda balık yemek ve yüzmek için planlar yaparak İstanbul'a doğru yola koyulduk. Malum gezmek için çalışmak ve para kazanmak lazım ve ertesi sabah iş var.

İstanbul'a doğru ilerlerken Kaptanımızın ailesinin Karabükte olduğu,bize börekler hazırladıkları ve bizi yemeğe bekledikleri haberiyle heyecanlandık. Karabük'e doğru ilerlerken sürprizler bitmiyor ara ara yağan yağmurun ardından güneş batarken karşımıza gökkuşağının çıkması hepimizi heyecanlandırdı araç durduruldu ve makineler alınarak hemen aşağı inildi fotoğrafla çekildi bulutlar ve gökkuşağı muhteşemdi.





10 dk lık bu fotoğraf molasından sonra bizi bekleyen el açması böreklere doğru yola koyulduk. Yaklaşık dörtbuçuk saatlik bir yolculuktan sonra Karabükte sofra hazır ev sahipleri tarafından kapıda karşılandık. Anadolu insanı misafiri sever yedi kat yabancı olsada evinde ağırlamak onlara zevk verir bizi görünce çok mutlu oldular tabii biz onlardan dahada mutlu olduk. Börekler yenildi, çaylar içildi. Bahçeden toplanmış hormonsuz incir,üzümler ve közde mısır varmı bundan öte bir mutluluk sanırım bu gezi ve yaşananlar uzun süre hafızalarımızdan silinmeyecek.  Sabaha karşı 5'te hepimiz sağ salim evlerimize vardık ve
Unutulmaz anların yaşanacağı başka gezilerde buluşmak üzere vedalaştık







Gezinin unutulmazları sanırım hiç bitip tükenmek bilmeyen çekirdek keyfimiz, geziye katılmayan fakat telefonla her dakikamızı bizimle paylaşan Günay bey, Sinop cezaevi, Hamsilos Tatil Köyünün muhteşem kahvaltısı ve Sinop mantısı,

Gezinin toplam maliyeti yol+konaklama+yiyecekler  300 TL

1 yorum:

  1. Merhaba sayfanızı yeni farkettim, bizi ziyaret edip blogunuzu kategoriye göre listemize ekleyebilir, daha geniş bir okuyucu kitlesine kavuşabilirsiniz. Tüm etkinlikler ücretsizdir.

    YanıtlaSil